- bir araya toplama
- agglomeration
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
toplama — is. 1) Toplamak işi Yarışırcasına para toplamaya başladılar. H. E. Adıvar 2) mat. Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulma işlemi, cem 3) sf. Değişik parçaların bir araya getirilmesiyle oluşmuş Toplama bilgisayar. 4) Kalın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
veri toplama — is. Verileri bir araya getirme … Çağatay Osmanlı Sözlük
güç birliği — is. Mevcut maddi ve manevi imkânları bir araya toplama, güçleri birleştirme … Çağatay Osmanlı Sözlük
kümeleme — is. 1) Kümelemek işi 2) sin., TV Film yapımını kolaylaştırmak amacıyla aynı dekor içindeki çekimleri bir araya toplama, oyuncuların çalışma durumlarını düzenleme … Çağatay Osmanlı Sözlük
HİYAZET — Toplama, bir araya getirme. * Bir şeyi kendine mal etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cem — is., Ar. cemˁ 1) Toplama, bir araya getirme Haymana da ayrıca kuvvet cemine teşebbüs ettiler. Atatürk 2) dbl., esk. Çokluk 3) mat., esk. Toplama Birleşik Sözler cemetmek cemevi ayinicem … Çağatay Osmanlı Sözlük
devşirme — is. 1) Devşirmek işi 2) tar. Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri Ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi 3) tar. Yeniçeri Ocağına bu yolla alınan çocuk 4) sf. Toplanmış, bir araya getirilmiş Biz, bürokratlardan devşirme bir kalabalıkla bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ansiklopedicilik — is., ği 1) Ansiklopedicinin yaptığı iş 2) Değişik alanlardaki bilgileri sistemli bir yöntemle bir araya getirme veya toplama işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
toplanılmak — nsz 1) Toplama işi yapılmak Eşyalar toplanıldı. 2) Kişiler bir araya gelmek Akşam büyük bir salonda toplanıldı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
cem' — (A.) [ ﻊﻤﺝ ] 1. toplama. 2. çoğul. ♦ cem edilmek toplanılmak. ♦ cem etmek toplamak, derlemek, bir araya getirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü